...... Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir. "M.Kemal Atatürk" ......

27 Ağustos 2009 Perşembe

30 AĞUSTOS 2009’un DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Bir süre once malum televizyonlardan birinde, bir açıkoturumda, malum katılımcılardan biri, 30 AĞUSTOS ZAFERİ’ni küçümsemek üzere emperyalizme karşı yengi olmadığını, basit bir Türk-Yunan çatışması olduğunu ileri sürüp bununla ilgili kitap yazdığını söyleyince iliklerime kadar donup kalmıştım.
Bu nasıl bir Türk’tü, bu nasıl Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı idi? Kimin adına düşünüyor, kimin adına kitap yazıyor, kimin adına yeni nesli etkilemeye çalışıyordu? İnsan olan,tarihinin bu en şanlı sayfasını nasıl olurda hafife alırdı?
Son zamanlarda görsel ve yazılı basında bu tipler o kadar çoğaldıki, Kurtuluş’u, Kuruluş’u, Cumhuriyet’i, Üniter yapıyı, Ulus Devlet’i, Laik düzeni hedef alıp gözümüzün önünde devletimizi çökertme çabalarını soysuzca sürdürüyorlar .
Birinci Dünya Savaşına Almanya’nın yanında katılan Osmanlı Devleti yenik düşünce, ilk defa Mondros Mütarekesini, ardından Sevr’i imzalamak zorunda kalmıştı.
Sevr’e dayanarak o gün dünyanın en büyük emperyal gücü olan İngiltere İstanbul’u ve boğazları kontol altına aldı. Roma İmparatorluğunun devamı olduğunu düşünüp Akdenizi egemenlik alanı gören İtalya, Antalya ve havalisini, Fransa ise Adana, Maraş, Antep yöresini işgal etti. Pontuslar Karadenizde, Ermeniler doğuda devlet kurma çabalarına girdiler. Ülkemizin dörtbir tarafı işgal edildiği yetmiyormuş gibi, İngiltere başbakanı Türkleri geldikleri yere sürün buyruğunu vermişti.
Bütün bu gerçekler nasıl inkar edilir, 30 AĞUSTOS ZAFER’i nasıl küçümsenir, basit bir Türk -Yunan çatışmasına nasıl indirgenebilir.
30 Ağustos Zaferi ile ülkemiz kurtarılmış, Lozan’ın veTürkiye Cumhuriyeti’nin yolu açılmıştır. Sadece bu nedenle kendimizi Yüce Atatürk ve silah arkadaşları ile Kurtuluş Savaşına katılan, şehit ve gazi olan Mehmetçiklerimize minnet ve şükran duyguları içinde borçlu hissetmeliyiz.
30 Ağustos Zaferi tarihimizin en şanlı sayfalarından biridir. İşgali sona erdirmiş, Kurtuluşu sağlamış, devletimizin kurulmasına zemin hazırlamıştır. Bunu sağlayan Atatürk’e, silah arkadaşlarına, ordumuza dil uzatmak hainliğinde ötesinde ALÇAKLIKTIR.
Ayrıca en büyük küstahlık 15 ağustosta Eruh’ta yapılan gösteriye zafer bayramı denmesidir. En acısı ise bu küstahlığa sessiz kalınmasıdır.
NEREYE GİDİYORUZ ?
30 Ağustos Zaferi tarihimizde tektir ve tek kalacaktır.
30 Ağustos Zafer bayramı başta ordumuz olmak üzere bütün Ulusumuza kutlu olsun.
Melih Çınar
ADD Bandırma Şube Başkanı

Hiç yorum yok:


ATATÜRK İLKELERİ

CUMHURİYETÇİLİK
Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilâtıdır ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir_(1925)

MİLLİYETÇİLİK
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur_(1923)

HALKÇILIK
Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir_(1921)

LÂİKLİK
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz_(1926)

DEVLETÇİLİK
Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsî faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak_(1936)

DEVRİMCİLİK
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır_(1925)

M.KEMÂL ATATÜRK