...... Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir. "M.Kemal Atatürk" ......

29 Ağustos 2007 Çarşamba

30 AGUSTOS BÜYÜK UTKU_2007

26 Agustos 1922 sabaha karşı topların çelik ağzı bin yıllık ülkemizden bizleri atmaya kalkan emperyalizme karşı gümbürdemeye başladı.
Üzerinde güneş batmayan emperyalist ülke İngiltere başta olmak üzere Fransa, İtalya ve Yunanistan’ın içerideki Pontuslar, Ermeniler ile işbirliği halinde Türklüğü yok etme plânları 9 Eylül’de düşmanın İzmir’de denize dökülmesi ile suya düştü.
30 Agustos Büyük Zaferi Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulmasını sağlamıştır.
O devlet ki bir yandan mazlum uluslara örnek olurken diğer yandan büyük dahinin önderliğinde tarihimizin en hızlı ve en gerçekçi toplumsal dönüşümünü sağladı.
Atatürk bir askerdi. Arkadaşları askerdi. Bu kadrolar savaşın kazanılması yanında Lozan’ı kabul ettirdiler. Cumhuriyet yönetimini kabul ettiler, devrimi gerçekleştirip aydınlanmanın, çağdaşlaşmanın yolunu açtılar. Ümmetten Ulus, kuldan birey yarattılar. Yurdun dört bir köşesine demir ağlar döşeyip fabrikalar kurup okullar açtılar.
Hasta adam Osmanlı’nın yerine ONURLU TAM BAĞIMSIZ BİR DEVLET oluşturdular.
Su uyur düşman uyumaz. Bir yandan Türk Ulusundan tokat yiyen emperyalizm, diğer yandan aydınlanmadan korkan yarasalar sinsi ve açık faaliyetlerine devam ettiler.
Bugün KÜRESELLEŞME adı altındaki yeni sömürgecilik dünya ticaretini ve siyasetini ele geçirebilmek için uğraş veriyor. Peki ülkemizde bunların karşılarında kim var? ULUS DEVLET VE ULUSALCILAR. Kimdir bunlar? Ulusalcı partiler, bazı ulusalcı sivil toplum örgütleri ve ulus devleti kuran ORDU.



Bunlar ne istiyor?
Tam bağımsız, onurlu bir dış siyaset istiyor. Toprakların satılmamasını istiyor, Ekonominin can damarı KİT’lerin satılmamasını istiyor. Bankaların ve finans kaynaklarının yabancıların eline geçmemesini istiyor. Yer altı ve yer üstü kaynakların sömürülmemesini istiyor. Ve her şeyden önce VATANIN BÖLÜNMEMESİNİ, ŞERİATIN LÂİKLİĞİ YOK ETMEMESİNİ istiyor.
Bugün bunları istemek tutuculuk oldu. Vatanını sevmek, onurlu davranmayı istemek, ülkenin sömürülmemesini istemek suç oldu. Küreselleşmeye direniş oldu.
Derhal bu ULUSALCILAR susturulmalıdır denerek AB cisi, ABD cisi, şeriatçısı, bölücüsü, satılık yazarı, medya patronları, Cumhuriyeti kötüleyerek kendini demokrat sanan enteli saldırıya geçtiler. Kendi ordusuna kendi ülkesine yurtseverine bu kadar saldıran haini bir arada dünyada başka hiçbir ülkede görmek mümkün olmasa gerek.
Kaynağı belli olmayan karanlık paralarla ve CİA’nın bütçesine aldığı 8.5 milyar dolarla “ Türk parası olarak onbir katrilyon eder”. Gayri ahlaki bir seçim sonucu ulusalcı parti susturuldu. Hedefte ordu var. 2002 seçimlerinden bu yana içeriden ve dışarıdan ordumuza karşı açık bir saldırı, açık bir karalama, etkisizleştirme faaliyeti sürüyor.
O ordu ki Kurtuluş savaşını kazanmış, o ordu ki iç isyanı bastırmış, o ordu ki güneydoğuda ayrılıkçı teröristlere karşı her gün bir şehit veriyor. O ordu ki aydınlanmanın ışığını yurdun dört bir köşesine yayıyor, kalkıp dil uzatılıyor. Anlamak mümkün değil. Hafısalam duracak.
Yurdumuzun kurtarıcısı, devletimizin kurucu ve kollayıcısı YÜCE ORDUM sana dil uzatmaya cüret eden birkaç satılmış hain köpek dışında Türk halkının gönlün en yüce yerindesin.
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIN KUTLU OLSUN.

Hiç yorum yok:


ATATÜRK İLKELERİ

CUMHURİYETÇİLİK
Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilâtıdır ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir_(1925)

MİLLİYETÇİLİK
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur_(1923)

HALKÇILIK
Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir_(1921)

LÂİKLİK
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz_(1926)

DEVLETÇİLİK
Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsî faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak_(1936)

DEVRİMCİLİK
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır_(1925)

M.KEMÂL ATATÜRK