...... Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir. "M.Kemal Atatürk" ......

22 Nisan 2009 Çarşamba

EGEMENLİK KAYITSIZ KOŞULSUZ ULUSUNDUR

Hiçbir şekilde kutsal dinimize dayanmadan, kılıç zoruyla alınan halifeliğin gölgesinde Osmanoğulları ailesi, Osmanlı topraklarında yaşayan halkı kul ve teba, görerek 600 yıl hükümranlığını sürdürdü.
Her ne kadar bir-iki meclis denemesi yapıldı ise de biri hükümdar, biri de işgal kuvvetleri tarafından dağıtıldı.
Dünyada başka örneği olmayan, meşru zeminde halkın temsilcilerinin oluşturduğu meclis ile emperyalizme karşı Atatürk’ün önderliğinde savaş başlatıldı.
Zafere kavuşulduğunda Yüce Atatürk başarıyı kendine değil, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ordularının zaferi” diyerek meclisi onurlandırdı.
Kurtuluş ve kuruluş tamamlandığında meclisin kuruluş tarihi olan 23 Nisan 1920 Ulusal Egemenlik bayramı olarak kabul edildi ve bu gün, aynı zamanda çocuklarımıza ithaf edildi.
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Ulusal, üniter, laik bir hukuk devleti olup yapılan devrimlerle Çağdaşlaşmayı hedef aldı.
Ortaçağ karanlığından kurtulup çağdaş bir devlet olmanın önünü açan Yüce Atatürk’e ne acıdır ki içeriden dışarıdan saldırılar sürmekte, devlet dairelerinden resimlerinin indirilmesi istenmekte, hatta kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisindeki resimlerinden bazı milletvekilleri rahatsızlıklarını dile getirmektedir.
Bu ne büyük bühtan…
Oysa emperyalizme sa vaş açmış, emperyalizmi dize getirmiş ATARÜRK için bugün emperyalizmin temsilcisi olan ve yakın zamanda ülkemizi ziyaret eden ABD devlet başkanı Obama:
“Ama Atatürk’ün yaşamına ait en büyük anıt taştan, mermerden inşa edilemez. Kendisinin bırakmış olduğu en büyük miras canlı ve güçlü lâik demokrasidir. Ve bu Meclis bunun devamını sağlamaktadır bu gün” demiştir.
Ne çelişki değil mi?
Kendisine boyun eğdiren emperyalizmin temsilcisi ona saygı duyuyor, varlığını ona borçlu olan bazıları nankörlük gösteriyorlar.
Burası Türkiye…

Melih ÇINAR

ADD Bandırma Şube Başkanı

Hiç yorum yok:


ATATÜRK İLKELERİ

CUMHURİYETÇİLİK
Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilâtıdır ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir_(1925)

MİLLİYETÇİLİK
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur_(1923)

HALKÇILIK
Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir_(1921)

LÂİKLİK
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz_(1926)

DEVLETÇİLİK
Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsî faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak_(1936)

DEVRİMCİLİK
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır_(1925)

M.KEMÂL ATATÜRK