...... Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir. "M.Kemal Atatürk" ......

18 Mart 2009 Çarşamba

ÇANAKKALE ZAFERİ


VURULUP TERTEMİZ ALNINDAN, UZANMIŞ YATIYOR
BİR HİLAL UĞRUNA, YARAP NE GÜNEŞLER BATIYOR

Dünya tarihinin en amansız savaşlarından biri muhakkak ki ÇANAKKALE SAVAŞLARI’dır.
“Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar” Avrupa’dan, Asya’dan, Afrika’dan, Avustralya’dan, karadan, denizden, havadan Çanakkale’ye saldırdı.
Boğazları geçip kendilerini altıyüz yıl titreten Osmanlı başkentini ele geçirmek, Türklerin hükümranlığını sona erdirmek üzere saldırdılar, saldırdılar, saldırdılar…
Ama nafile…
Türk’ün iman dolu çelik göğsü devletine siper oldu. Ve geldikleri gibi çekip gittiler.
Ne acıdır ki tarihin en büyük destanlarından birini yazanlar, müttefiki Almanların yenilmesi neticesinde yenilmiş sayıldı. Düşmanlar savaşla geçemedikleri boğazları ellerini, kollarını sallayarak geçtiler ve toplarını Dolmabahçe’ye çevirerek demir attılar.
İşte böyledir. Büyük devletlerin peşine takılanları hangi akıbetin beklediği belli olmaz.
Tarihten ders almayanlar stratejik ortaklık safsataları içinde Amerika’nın peşine takılıp ülkemizi sonu belli olmayan maceralara sürükleyebilirler.
Diğer bir konu ise ülkemizi savunmak için en büyük kahramanlıkları gösteren ve şaire:
“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor.
Bir hilâl uğruna yarab ne güneşler batıyor.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!..
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.” dedirten ordumuza uzatılan dildir.
Çanakkale Savaşı’nı, Kurtuluş Savaşı’nı, Kıbrıs savaşı kazanan ve Güneydoğu Anadolu’da kahramanlık üzerine kahramanlık yaratan ordumuza uzatılan dil, en büyük vatan hainliğidir.

Melih Çınar
ADD Bandırma Şube Başkanı

Hiç yorum yok:


ATATÜRK İLKELERİ

CUMHURİYETÇİLİK
Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilâtıdır ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir_(1925)

MİLLİYETÇİLİK
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur_(1923)

HALKÇILIK
Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir_(1921)

LÂİKLİK
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz_(1926)

DEVLETÇİLİK
Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsî faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak_(1936)

DEVRİMCİLİK
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır_(1925)

M.KEMÂL ATATÜRK