...... Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir. "M.Kemal Atatürk" ......

22 Nisan 2010 Perşembe

90. YILINDA 23 NİSAN

Dünyada hiçbir devlet Osmanlı İmparatorluğu gibi amansızca istilaya uğramamıştır. Çanakkale’de emperyalizme geçit verilmemesine rağmen müttefikimiz Almanya’nın yenilmesi üzerine bizde yenilmiş sayıldık ve 600 yıllık bir kinin sonucu Asya, Afrika, Avrupa üzerine kurulu koca imparatorluk paramparça edildi.
Osmanlının küllerinden yeni bir devlet kuruldu. Ve bu devlet başka hiçbir devlette görülmeyen biçimde halka dayalı meşruiyetini halkından yani halkın temsilcisi Büyük Millet Meclisinden alan bir devlet oldu.
Sevr yırtıldı, Lozan antlaşması imzalandı ve Cumhuriyet ilan edildi.
Türkiye Cumhuriyeti tam demokratik bir Cumhuriyet olup güçler ayrılığı prensibi üzerine oturtulmuştur. Bu güçler Yasama, Yürütme ve Yargı’dan oluşmaktadır.
Ama bugün yürütme, YASAMA ve YARGI’yı kendine bağlı duruma getirip, örtülü faşizme doğru yön belirlemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Ulusal, Üniter, Lâik bir hukuk devletidir.
Son zamanlarda bu ilkelerin içi boşaltılmaya ve Cumhuriyet yön değiştirmeye zorlanmaktadır. Bu duruma yasal yollarla direnç gösterebilecek güçteki yargı ve orduya karşı acımasız bir yıpratma kampanyası sürdürülmekte, milleti millet yapan değerler çürütülmektedir.
En zor şartlarda ülkesinin kurtaran Türk halkı en demokratik biçimde bu duruma dur diyebilme yetisine sahiptir.
ULUSAL EGEMENLİK BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Hiç yorum yok:


ATATÜRK İLKELERİ

CUMHURİYETÇİLİK
Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilâtıdır ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir_(1925)

MİLLİYETÇİLİK
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur_(1923)

HALKÇILIK
Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir_(1921)

LÂİKLİK
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz_(1926)

DEVLETÇİLİK
Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsî faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak_(1936)

DEVRİMCİLİK
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır_(1925)

M.KEMÂL ATATÜRK