...... Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir. "M.Kemal Atatürk" ......

20 Haziran 2007 Çarşamba

AMASYA GENELGESİ_2007

Birinci Dünya Savaşından yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu önce Mondros, arkadan SEVR Antlaşmasını imzalamak zorunda kalınca yurdun dörtbir tarafı işgal edilmeye başlandı.
19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal ülkemizin içine düştüğü durum karşısında 21 Haziran’ı 22 ye bağlayan gece AMASYA GENELGESİ’ni yayınladı.
Birinci madde de:
YURDUN BÜTÜNLÜĞÜ, ULUSUN BAĞIMSIZLIĞI TEHLİKEDEDİR.
İkinci madde de:
BAŞKENTTEKİ HÜKÜMET, ÜZERİNE ALDIĞI AĞIR SORUMLULUĞUN GEREKLERİNİ YERİNE GETİREMEMEKTEDİR. BU DURUM ULUSUMUZU YOKMUŞ GİBİ TANITTIRIYOR diyerek devam etmiştir.
Savaşların ana nedeni ekonomi, iktisadiyattır. Ekonomik gücü elde etmek için dün Osmanlı’da bugün Irak’ta Amerika ve İngiltere başta olmak üzere işgalci güçlerin silahla ve acımasız bir savaşla sonuca gitmek isteyebilecekleri gibi, bunu silahsız elde etmek de mümkündür.
1983’te Ulusu hükümetinden devralınan iç ve dış borç 13 milyar dolar iken, 2002 Kasımına kadar 200 miyar dolara, son 4,5 yılda ise 450 milyar dolara ulaşmıştır.
“BAĞIMSIZLIK ve ÖZGÜRLÜK BENİM KARAKTERİMDİR” diyen Mustafa Kemal yurdu kurtarmak için sırtını Anadolu’ya dayamış kimseden bir kuruş borç almamıştır. Bu gün ne acıdır ki Anadoluya karşı Bürüksel’e, Londra’ya Roma’ya, Vaşington’a dayanılmakta, karşılığında boyun bükülmekte, karşımıza güneydoğu sorunu, ermeni sorunu, patrikhane sorunu, kamu yönetimi yasası, bölge ajansları gibi ülke bütünlüğünü tehdit edici siyasi sorunlar sürülmektedir. Ve de ülke tarımı ile, sanayisi ile çökertilmekte, bankacılık sektörü yabancıların eline geçmekte, ulusal varlığımız KİT’ler haraç mezat elden çıkarılmakta, topraklarımız yabancılara satılmaktadır. Bütün bunlar kadar ELİM ve VAHİM olmak üzere ülke AYDINLANMA-ÇAĞDAŞLAŞMA yolundan saptırılarak ortaçağ karanlığına itilmektedir.
Sevgili halkımız,
Amasya Genelgesinde Mustafa Kemal “ULUSUN BAĞIMSIZLIĞINI YİNE ULUSUN KESİN KARARI ve DİRENİŞİ KURTARACAKTIR” demişti.
SİZDEN İKİNCİ KURTULUŞ HAREKETİ BEKLİYORUZ.

Hiç yorum yok:


ATATÜRK İLKELERİ

CUMHURİYETÇİLİK
Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilâtıdır ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir_(1925)

MİLLİYETÇİLİK
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur_(1923)

HALKÇILIK
Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir_(1921)

LÂİKLİK
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz_(1926)

DEVLETÇİLİK
Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsî faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak_(1936)

DEVRİMCİLİK
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır_(1925)

M.KEMÂL ATATÜRK