...... Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir. "M.Kemal Atatürk" ......

2 Mart 2008 Pazar

3 MART DEVRİM YASALARI_2008

Bundan 84 yıl önce 9 Mart 1924’de Cumhuriyet Aydınlanması’nın en önemli basamaklarından biri olan DEVRİM YASALARI kabul edildi.

Neydi bunlar:

1. Hilafetin kaldırılması

2. Öğretim Birliği Yasası

3. Evkaf ve Şeriye Vekaleti ile Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekaleti’nin kaldırılması.
HİLAFETİN KALDIRILMASI:
Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinde kılıç zoru ile aldığı halifelik aynı zamanda padişahlara dinsel bir kimlik kazandırmış unvanları Halife Sultan olmuştur.
Hiçbir esasa dayanmadığı halde kendilerine kutsallık vehmeden bu kişiler altı yüzyı boyunca halkı kul ve ümmet olarak görmüşlerdir.
Cumhuriyet’le birlikte Türk halkı kuldan-bireye ümmetten-vatandaşa dönmüştür.

ÖĞRETİM BİRLİĞİ YASASI:
Milli birlik eğitim öğretim ile sağlanır.Osmanlı’da eğitim binaltıyüz civarında Rum okulu, yediyüz civarında ermeni okulu, yüzlerce yabancı menşeli kolej, dini eğitim veren mahalle mektepleri ile medrese ve çok az sayıda laik eğitim veren okul ile yapılıyordu.Böyle bir ortamda yetişen kişilerin milli birliği sağlaması nasıl mümkün olurdu.
Tevhid-i Tedrisat yani öğretim birliği yasası ile bunun önüne geçilmiş çağdaş eğitim veren, çağdaş eğitim alan milli ülkü etrafında birleşen bir ulusal eğitimin yolu açılmıştır.

ERKAN-I HARBİYE-İ UMUMİYE VEKALETİNİN KALDIRILMASI:
İttihat ve Terakki ile ordunun siyasete ne kadar girdiği gözler önünde olduğundan askerin asli görevine dönmesini sağlamak üzere Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekaleti kaldırılmış, Bizans’tan kalan ve Osmanlı’nın yıkılmasında büyük çabaları olan Ortodoks vakıflarını kontrol altına almak üzere Evkaf ve Şeriye vekaleti kaldırılarak bunlar vakıflar genel müdürlüğüne bağlanmıştır. Lozan’da en büyük kavgalardan biri bu konuda olmuştur.
Cumhuriyet çağdaş bir devlet, çağdaş bir ulus yaratmak üzere daha birçok alanda düzenlemeye girmiş, tarihimizin en büyük toplumsal dönüşümünü hazırlamıştır.
Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti devletler ailesi içinde çok saygın bir konuma gelmiş, bir çok ülkeye örnek olmuştur.
Ancak:
Halifeliğin kaldırılmasından 84 yıl sonra bugün Türkiye Cumhuriyeti hızla din devleti olmaya sürükleniyor, kerameti kendinden menkul cami vaizleri CİA kontrolünde dini lider hüviyetine soyunuyor, pıtrak gibi şıhlar, şeyhler türüyor, din kalplerdeki, vicdanlardaki kutsal yerinden koparılıp siyasete, ticarete kurban ediliyor.
Eğitimin bilimsel temelden uzaklaştırılıp bir yanda gereğinden fazla İmam-Hatip okulları, bir yandan güya yabacı dil eğitimi veren Anadolu Liseleri, öte yandan sömürge eğitimi veren yabancı menşeli kolejler ile Osmanlı dönemindeki açmaza sürükleniyor. Yabancı dile gereğinden fazla yöneliş nedeni ile Türkçe’miz ağır darbe alıyor.
Yeni kabul edilen vakıflar yasası ise milli birliğimiz, toprak bütünlüğümüz ve egemenliğimizi tehlikeye atıyor. Bunu kabul etmek devletimizin KURTULUŞ ve KURULUŞ’UNU inkar etmek demektir.
Cumhuriyet, özgürlük isteyen mazlum rolündekiler tarafından katlediliyor.
Japonya’da HARAKİRİ bir onurdur.
Bizdeki ne ola?

Hiç yorum yok:


ATATÜRK İLKELERİ

CUMHURİYETÇİLİK
Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilâtıdır ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir_(1925)

MİLLİYETÇİLİK
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur_(1923)

HALKÇILIK
Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir_(1921)

LÂİKLİK
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz_(1926)

DEVLETÇİLİK
Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsî faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak_(1936)

DEVRİMCİLİK
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır_(1925)

M.KEMÂL ATATÜRK